Eskiler derdi hep “can boğazdan
gelir” diye, ama “biz büyüdük ve kirlendi dünya” ya; can şimdilerde boğazdan
gidiyor! Havada karbonmonoksit, suda arsenik, gıdada kurşun ve türevleri
şeklinde haberleri duydukça, korka korka yer, içer hatta nefes alır olduk.
Aslında başlarda çok da kulak
asmadık bu söylentilere, gözümüzle görmüyorduk ya bu kirli dünyanın
bedenimizdeki izlerini, anı kurtardık sadece, hiç düşünmedik bu görünmezler,
bir gün birikir, devleşirler. Ta ki, eşimizi dostumuzu, ailemizden birilerini,
“çağın hastalığı” olarak ilan edilen kanserin pençesinde görene dek. Daha da
acısı; her şeyden bihaber o minicik bedenleriyle çocukların da bu savaşın
mağduru olduğunu görmek.
çay bardagi Hepimizin net şekilde bildiği
gerçekler bunlar da, peki bizim elimiz kolumuz bağlı mı? HAYIR!
Gelin siz önce ailenizin kahramanı
olun, bir birey olarak, biraz kararlılık ve evinizdeki minik değişikliklerle
evinizi temizleyebilirsiniz ve yarattığınız bu küçük, temiz dünyada
sevdiklerinize sağlıklı birey olabilme yolunda destek verebilirsiniz. Nasıl mı?
Sadece biraz daha bilinçli ve duyarlı davranarak.
Çok iyi biliyorum ki bu devirde
bilinçli olmak da zor zanaat hele ki siz de benim gibi her gün yazılı yada
görsel basında çıkan ve birbiriyle sürekli çelişen haberlerin hangi birine
inanacağınızı şaşırmış durumdaysanız. Hem de öyle 2 dakika yada 2 satırla
geçiştirilen haberler de değil bunlar. Üniversitelerden hocalar, hastanelerden
doktorlar, uzmanlar bir araya gelip açıklamalar yapıyorlar. Halkı bilinçlendirme
çabaları tabiki takdire değer ancak yine de siz her duyduğunuza inanmayın derim
ben. Neden bu tepkim, biraz bahsetmek isterim.
Hani şimdilerde “teflon kanser
yapıyor, seramik kullanın diyorlar” ya, biz de koştur koştur evde ne kadar
teflon varsa atıp, varımızı yoğumuzu seramiğe yatırıyoruz, işte tam o sırada
düşünüyorum, teflon mutfaklarımıza sokulurken nerdeydi bu uzmanlar?
Hatırlarsanız o kadar eski bir geçmişi yoktur teflonun mutfaklarımızda, yanmaz
yapışmaz diye de büyük bir mutlulukla karşılamıştık gelişini. Oysa ki teflon ve
zararlarına ait bilimsel çalışmalar 1950lili yıllara dayanmaktadır. Yani birkaç
yıla “seramikler de zararlı” derlerse hiç şaşırmayın mutfak .
“Aman zararlı olmayan ne var ki?” dediğinizi duyar gibiyim, çok
haklısınız. Doğadan, doğallıktan uzaklaştıkça, faydasından çok zararı olduğunu
gördük herşeyin. İşte tam bu noktada neyi nasıl kullanmak gerektiğinin
bilincine varmalısınız. Birileri “teflon zararlı” dedi diye tüm mutfağı
boşaltmaya gerek yok, önce sorgulayın; “hangi koşullarda zararlı teflon?”.
Bakın 1972 yılında (yılını özellikle yazıyorum; daha mutfaklarımız teflonla
tanışmadan, en azından Türkiye’de her mutfakta bir pilav tenceresi, bir
kızartma tavası yer almadan önce, teflonun toksisitesi –zehirliliği- ile ilgili
bilinen gerçekler varmış) yazılmış bilimsel bir makalede der ki; teflonun
yüksek ısıya (280 0C ve üstü) gelmesi sonucu zehirli maddeler açığa
çıkmakta, halbuki pişirme için gerekli en yüksek ısı 200 0C’yi
bulmaz. Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji
Dergisi’nde 2000 yılında, yer alan makaleden pişirme ısılarına dair birkaç
örnek vermek gerekirse; fileto balık 130 0C,
şehriye 180-190 0C, hamurlu tatlılar 165-170 0C,
dana pirzola 150-195 0C, patates 196 0C, yağda
yumurta < 190 0C şeklindedir. Çıkarım 1; Teflon kullanarak yaratacağımız
lezzetler için sakin ateş kullanıyoruz, asla yağ yakmıyoruz, yanmış teflondan
çıkan dumanı solumuyoruz.
Diğer yandan hepimizin daha çok aşina olduğu çizik teflon vakası
var. Bu durumda da teflonun içinde hali hazırda olan bileşenlerin, (ki bu
bileşenlerin çevre ve insan sağlığı için kirletici dahası kanserojen olduğunu
hatırlatmaya bilmem gerek var mı?) ısının da yardımıyla doğrudan gıdalara
karışma riski oluşur, dolayısıyla da bu kirleticilerin insan vücuduna giriş
yapması söz konusudur.
Tabi bu kimyasalların birikimi ve diğer kaynaklardan (sigara,
egzoz, hormonlu meyve sebzeler) aldıklarımızla birleşim ve etkileşimi insan
sağlığında olumsuz etkilere yol açacaktır. Çıkarım 2: Teflon tava ve tencerelerinizi
sağlıklı bir şekilde uzun ömürlü kullanımı için, kaplamayı çizmesi muhtemel
maddelerle temasından kaçının ve elde yıkayın.
pasabahçe Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da ürünlerin kullanım
süresi. Sadece teflonlar için değil aslında satın aldığımız tüm ürünlerin
garanti süresinin aslında ürünün verimli kullanım ömrü olduğunu biliyor
muydunuz? Yani firmalar garanti süresini belirlerken, aslında size o ürünü tam
performansla, çalışma verimi düşmeden ne kadar kullanabileceğinizi söylüyorlar.
Bu bilgiden yola çıkarak geçenlerde birevbirmutfak.com’dan aldığım teflon pilav
tenceresinin garanti süresine baktım ve 2 yıl olduğunu fark ettim. Yani biraz
dikkat edildiğinde, teflonların zararına maruz kalmadan, zaten kullanım
sürelerinin dolacağı aşikar. Sakın seramik tava tencerelere karşı olduğum
kanısı çıkmasın bu yazıdan. Zira birevbirmutfak.com’da renklerine de bayıldığım
seramik bir seri var, mutfağımda yer almayı bekleyen. Sizden istediğim sadece
biraz sorgulamanız.
Teknolojinin kendine sunduğu nimetleri kabul
ederken, belki biraz daha tedbirli ama en çok da bilinçli olmalı insan. Çünkü
bu bilinç bize iyiden fayda sağlamanın, kötüden korunmanın yollarını
gösterecek. Ne kadar yaşayacağımız belli değil, önemli olan kaliteli yaşam…